İlişkileri İyileştirmek

İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:

İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Healing Relationships

Marshall Vian Summers
Tarafından alındığı gibi
9 Eylül 2008 tarihinde
Boulder, Colorado’da

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.



Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

İnsanları hayatta geri tutan şeylerin çoğu, ilişkileriyle, hatta uzak geçmişteki ilişkileriyle ilgili çözümlenmemiş duyguları ve yargılarıdır. Bu duygular ve yargılar, insanların duygularını geride tutan bir tür baraj görevi görür, onları yerinde hapseder, diğer insanlara ilişkin algılarını etkiler ve çocuklarına ve diğer insanlara karşı duygusal olarak açık ve erişilebilir olmalarını engeller.

Bu, insan ilişkilerinde temel bir sorundur. Aile üyelerinizle, ebeveynlerinizle veya yetiştirilmenizde çok etkili olan diğer kişilerle yaşadığınız zorluklar, içinizde hayatınız boyunca yanınızda taşıyabileceğiniz bir tür baraj yaratır; farkındalığınızı sınırlar, mevcut ilişkilerinizi etkiler, diğer insanlara karşı sevgi ve güveninizi engeller ve sanki uzak geçmişteki bir olaya bağlıymışsınız gibi size zarar verir.

İnsanlar elbette ilerlemeye çalışırlar. Hayatlarının devam etmesini isterler ve bu yüzden ilerlerler, ancak tüm bu içsel kısıtlamalarla ilerlerler. Ve kendilerine bu geçmiş ilişkiyi hatırlatan biriyle her karşılaştıklarında, bu kişiden hoşlanmadıklarını düşünerek çok yargılayıcı ve mantıksız olma eğilimindedirler, ancak bunun nedenini gerçekten bilmezler, çünkü bu kişiyi tanımamaktadırlar bile. Bu kişide onlara affetmedikleri, sorun yaşadıkları, çekiştikleri, pişmanlık duydukları veya kızdıkları başka birini hatırlatan bir şey vardır.

İnsanlar bu kısıtlamayı kendi çocuklarına yönelik ebeveynliklerine de taşırlar; bu da onları çocuklarından uzak tutar ve çocuklarıyla empati kurmalarını engeller. Ve genellikle kendi ebeveynleri gibi davranmaya başlarlar, kendi çocukluklarındaki ebeveynlik deneyimlerini yansıtırlar, bunu şimdi kendi çocuklarına uygunsuz bir şekilde taşırlar, genellikle çocuklarını öfke, sertlik ve duygusal mesafeye maruz bırakırlar.

Bu, insan ilişkilerinde temel bir sorundur ve insanlar tarafından bilinmeyen bir sorun değildir. Pek çok terapinin ve ruh sağlığının odak noktası haline gelmiştir.

Burada bağışlamanın gerçekte ne olduğunu anlamalısınız. Bağışlamak unutmak değildir. Bağışlama geçmişte insanlarla yaşadığınız zorlukları görmezden gelmek değildir, çünkü bu duygusal ve entelektüel açıdan sahtekârlık olur. Kendinizi kandırmadan ve duygularınız konusunda dürüst olmadan iyi olmayan bir şeyi iyi hale getiremezsiniz. Burada bağışlama, başka bir kişiyi net bir şekilde görmenizi ve bu deneyimden ve bu ilişkiden ders çıkarmanızı sağlayan bir şey olmalıdır.

Ebeveynleriniz veya çocukluğunuzu etkileyen ve yetiştirilmenizde etkili olan diğer önemli kişilerle ilgili olarak, içinde yaşadıkları koşulları ve mücadele etmek zorunda kaldıkları güçleri ve baskıları görmek gerekir. Bu çok önemlidir çünkü bu deneyimlerden ve bu ilişkilerden, ebeveynlerinizin durumunu, örneğin yaşadıkları ortamı, maruz kaldıkları ekonomik baskıları, kendi sınırlamalarını anlamak için size daha fazla netlik ve şefkat kazandıracak şekilde öğrenmek ve fırsatınız varsa kendi çocukluklarının nasıl olduğunu keşfetmek istersiniz. Hangi koşullar altında büyüdüler? Deneyimlemek zorunda kaldıkları dünya nasıldı?

Onlarla olan ilişkinizden dolayı kendinizi yaralı hissedebilirsiniz, ancak onların durumunu objektif olarak görmelisiniz. Bu, ilişkinizi daha gerçek ve daha belirgin hale getirir. Ve size onları daha şefkatli bir şekilde anlama ve saygı kaybedilmişse yeniden saygı kazanma fırsatı verir.

Aile üyelerinizle olan ilişkiniz, algınızı şekillendirmede ve eylemlerinizi belirlemede çok önemlidir. Tüm bunlar Tanrı’nın içinize yerleştirdiği doğal içsel rehberliğin, içinizdeki İlim adı verilen daha derin bir Aklın yerini alır. İlim sizin içinizde, aklınızın erişemeyeceği ve ulaşamayacağı bir yerde yaşar. Size rehberlik eder ve her gün size bilgelik sağlar. Ancak zihniniz kilitliyse, duygularınızı saklıyorsanız, kendinize ve diğer insanlara karşı yargı içindeyseniz, bu öğüdü duymayacaksınız. Bu bilgeliği ve bu rehberliği alamazsınız.

Sanki kendi zihninizin hapishanesinde kilitli kalmış gibisiniz – hissedemiyorsunuz, ilişki kuramıyorsunuz, kendi bakış açınızdan net bir şekilde göremiyorsunuz, kendi yargılarınız ve duygularınız tarafından yerinizde tutuluyor ve kendinizi yapıcı bir şekilde ifade edemiyorsunuz. Zenginlik ve ihtişam içinde yaşıyor olsanız bile, kendi zihninizde bir tutsak gibisinizdir.

Kendinizi alıkonulmuş hissedersiniz, hayatınızdaki önemli kişilerle ilgili kendi çözümsüzlükleriniz tarafından boğulmuş hissedersiniz. Kendinizi özgür hissetmiyorsunuz çünkü kendi içinizde özgür değilsiniz. Görmekte, bilmekte, İlme yanıt vermekte ve en derinden bildiğiniz ve en derinden doğru olduğunu bildiğiniz şeyi takip etmekte özgür değilsiniz.

İnsanlar basitçe ilerlemeye çalışırlar ama elleri kolları bağlıdır. Yeni ilişkiler kurmaya çalışırlar ama eski ilişkileri konusunda çözümsüzdürler. Eski bir ilişkiyi yeni bir ilişkiyle değiştirmeye çalışırlar ama geçmişlerindeki insanlara karşı duydukları affedilmezlikle yeni ilişkiye zarar verirler.

Affetmek farkındalık ve anlayıştır ama aynı zamanda yaşamda farklı bir konumdur. Temelde geçmişe iki farklı perspektiften bakarsınız. Geçmişe kendi kişisel duygularınız ve çağrışımlarınız açısından bakarsınız. Çoğu insanın bulunduğu ve işlev gördüğü bu farkındalık düzeyinde, geçmişi pişmanlık verici olaylar, acı verici karşılaşmalar, hayal kırıklığı yaratan ilişkiler, esirgenen sevgi ve şefkat, kızgınlık ve direnç açısından görürler. Duyguları incinmiştir. Kendilerine adaletsiz ve sevgisiz davranıldığını hissederler ve bu nedenle geçmişe incinmişlik ve mağduriyet duygusuyla bakarlar. Kızgındırlar; kırgındırlar; ve onları yetiştiren ve yaşamlarında etkili olan insanlara karşı hiçbir duygu, şefkat ya da sevgi beslemezler.

Şimdi ileri gitmeye çalışıyorlar ama yaralılar ve kısıtlanmış durumdalar. Duyguları boğulmuş durumda. Yeni ilişkilere girmeye gerçekten uygun değillerdir. Kendilerini buraya zaten vermiş olmalarına rağmen, yeni bir ilişkiye girecek zihinsel sağlığa, ayırt etme gücüne ya da becerilere sahip değillerdir.

İşte bu nedenle geri dönmeli ve ilişkilerinizi yeniden gözden geçirmelisiniz. İnsanların içinde bulundukları koşulları anlamalısınız. Belki de genç ve olgunlaşmamışlardı. Ya da belki de, ebeveynlerde sıklıkla olduğu gibi, büyük bir baskı altındaydılar veya kendileri travma geçirmişlerdi – size ihtiyacınız olan rehberliği ve şefkati veremiyorlardı. Onların yaşam koşulları nasıldı?

Bir insanı tanımak ve onu net bir şekilde görmek istiyorsanız, onu bir birey olarak ve içinde bulunduğu koşulları da anlamanız gerekir. Koşullar insanları çarpıtır. Stres insanları bozar. Amansız stres insanları değiştirir. Bu insanların yaşadığı koşullar nelerdi? Belki siz de bunlara benzer koşullar altında yaşasaydınız siz de farklı tepkiler vermezdiniz. Bu, bir başkasının insanlığına ve sınırlarına dair farkındalığınızı geri getirmenizi sağlar.

O anda ifade edemediğiniz her şeyi ifade etmek önemlidir, bunu doğrudan o kişiye yapamasanız bile. Bir mektup yazın. Duygularınızı kağıda dökün. Onları sisteminizden çıkarın. Belki bir profesyonel bu duygularla temasa geçmenize ve onları yapıcı bir şekilde ifade etmenize yardımcı olabilir, ancak onları zihninizden çıkarmalısınız. İletişim haline gelmeliler. Belki bu mektupları asla göndermeyeceksiniz ama sizin için bir terapi olacaktır.

Kendi duygularınızın kilidini açmak, kendi zihninizi özgürleştirmek ve duygularınız, fikirleriniz ve hisleriniz aracılığıyla gelecek olan İlmin rehberliğini alabilmek için hislerinizi bu ilişkilere geri getirmelisiniz. Bunların hepsi geçmişe tepki olarak kilitlenmişse, hiçbir şey bilemez veya hissedemezsiniz. Bu içsel özgürlüğe sahip olmalısınız. Bu sizin esenliğiniz ve gelecekteki ve şimdiki ilişkilerinizin başarısı için çok önemlidir.

İlişkileri kişisel düzeyde çözmek önemlidir, ancak yaşamınızın belki de daha yeni yeni düşünmeye ve deneyimlemeye başladığınız bir başka düzeyi daha vardır. Bu, dünyadaki yüce amacınızın gerçekliğidir – dünyaya henüz keşfetmediğiniz daha büyük bir amaç için geldiniz; yaşamınızın henüz düşünmeye ve deneyimlemeye başladığınız başka bir boyutu var; siz sadece ailenizin ve kültürünüzün bir ürünü değilsiniz. Aslında burada bir görev için bulunuyorsunuz. Yapmanız gereken, keşfedilmeyi ve ifade edilmeyi bekleyen önemli bir şey var.

Bu daha büyük amacın gerçekliğini deneyimleme dereceniz, deneyiminiz çok aralıklı olsa bile, size geçmiş ilişkilerinize farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. Onları şimdi çok farklı bir şekilde göreceksiniz. Onları, yaşamdaki yüce amacınızın ve içinizde yaşayan Bilginin gerçekliğinin farkındalığını kazanmanızda size hizmet edip etmedikleri bağlamında göreceksiniz.

Burada, eğer aile yaşamınız mutsuzsa, bunun sizi dışarı ittiğini görebilirsiniz. Bu sizi kendiniz için düşünmeye itti. Belli bir tür bağımsızlık gerektiriyordu. Sizi fırlattı. Olduğunuz yerde kalamadığınız için hayatınızı farklı bir yöne, umarız ki İlmin rehberlik ettiği iyi bir yöne doğru hareket ettirmek zorunda kaldınız.

Genellikle son derece sevgi dolu ve kapsayıcı ailelerde büyüyen insanlar kendilerini ailelerinin içinde bulur ve kaçamazlar. Eğer hayatlarında ailelerini içermeyen önemli bir şey yapacaklarsa, o zaman kapana kısılmış olurlar. Sevgi tarafından kapana kısılırlar. Kapsayıcılık tarafından kapana kısılmışlardır. Ebeveynlerini ya da ailelerini hayal kırıklığına uğratamazlar ve bu yüzden bir yerde tutulurlar – ailelerinin bir tür tutsağıdırlar.

Pek çok insan aslında bu durumdadır ve sonuç olarak gerçekten kapana kısılmıştır. Bu sevgi dolu doğaya ve kapsayıcılığa sahip olmayan ailelerde doğmuş olsalardı, kendilerini erken bir zamanda özgürleştirebilir ve yaşamda farklı bir yolculuğa başlayabilirlerdi.

Dolayısıyla, sizin için ne olursa olsun, çocukluğunuzla ilgili hayal kırıklığınız bile tamamen farklı bir perspektiften görülebilir. Özgürlüğünüzün ve yaşamınızın gerçek yönü hakkında bir fikir edinme becerinizin ışığında, bu erken dönem koşullarını oldukça farklı bir şekilde göreceksiniz. Bazen küçükken ebeveynlerinizden birini kaybetmiş olmanız bile daha büyük amacınızı keşfetmeniz için bir avantaj yaratır.

Ebeveynlerinizin hataları ve ailenizin yaşadığı zorluklar şefkat ve bilgeliğe yol açabilir; çünkü bilgeliğin çoğu yaşamda ne yapmamanız gerektiğini öğrenmektir – sizin için neyin doğru ve uygun olmadığını öğrenmek, nereye gitmemeniz, ne yapmamanız, kiminle vakit geçirmemeniz ve hangi faaliyetlerle uğraşmamanız gerektiğini öğrenmek. Bu sınırlar ve sınırlamalar yaşamdaki gerçek bilgeliğin büyük bir bölümünü oluşturur ve doğru yönü ayırt etmenizi kolaylaştırır. Seçenekler sınırlandıkça, gerçek yönünüzü ayırt etme olasılığınız büyük ölçüde artabilir.

Dolayısıyla, erken dönem ilişkilerinizi kişisel bir bakış açısıyla yorumlayabilirken, yaşamda daha yüksek bir amaç edinme, ayırt etme ve ifade etme çabası açısından baktığınızda çok farklı bir bakış açısı kazanacaksınız.

İnsanlığa en büyük katkılarda bulunanların çoğu çok nahoş ya da yoksul koşullar altında doğmuştur. Çoğu zaman sevgi dolu ve koruyucu ebeveynlerin çocukları değillerdi. Bu durum hayal kırıklığı yaratmış ve hatta onları pek çok yönden yaralamış olsa da, belki de farklı bir yola, ailelerinden farklı bir yola girmeleri, sadece bir ailenin, bir kültürün ya da bir dinin parçası olmak yerine farklı türde bir yolculuğa çıkmaları için bir fırsat sunmuştur.

Yaşamınızda bu yüce yolculuğa çıkmaya başlamadığınız sürece bu yüce bakış açısını kazanamazsınız, ancak bu bakış açısı geçmişinize ilişkin anlayışınızı değiştirecektir. Birçok durumda, bir hayal kırıklığının aslında bir avantaj olduğunu göreceksiniz.

Belki de biriyle ilişki içinde olmak ve onun sizin partneriniz olmasını istediniz ama o reddetti ve siz de hayal kırıklığına uğradınız. Ve belki de bunun acısını hala hissediyorsunuz. Ancak daha büyük bir bakış açısıyla, asla yürümeyecek ve hayatınızın çoğunu tüketebilecek bir ilişkiden kurtulduğunuzu fark edebilirsiniz. Geriye dönüp baktığınızda kendinize şöyle diyeceksiniz: “İyi ki o kişiyle birlikte olmamışım! İyi ki beni geri çevirmişler! Çünkü onlar benim şu anda gittiğim yere gidemezlerdi. Hayatımda yapmam gereken şey konusunda beni destekleyemezlerdi.”

Burada bağışlama daha eksiksiz hale gelir çünkü olanın değerini görürsünüz. Bu, olanın olması gerektiği anlamına gelmez, ama olanlardan bir değer kazandığınız anlamına gelir. Bu size doğruyu ve yanlışı öğretiyor. Size fantezinin umutsuzluğunu ve içinizde yaşayan daha derin İlimle bağlantı kurmanın önemini öğretiyor.

Kişisel bir bakış açısıyla, ebeveynlerinizle veya başka önemli bir kişiyle ilgili duygularınızı çözmeye çalışmak için yıllarınızı terapide geçirebilirsiniz, ancak yaşamdaki bu daha büyük yolculuğa çıkana ve daha büyük bir amacı deneyimlemeye başlayana kadar onları asla gerçekten affedemeyecek ve anlayamayacaksınız. Çünkü ancak bu ışıkta ve bu bağlamda daha önce olanların değerini görebilirsiniz – yalnızca öğrenmeniz için değil, aynı zamanda sizi özgürleştirmek, donatmak ve yaşamda yüce bir amaç için eğitmek için de değerini görebilirsiniz.

Daha büyük amacınız ne olursa olsun, bunun İlim ve Bilgeliğe dayanan bir temeli olmalıdır. Tanrı’nın içinize yerleştirdiği daha derin İlim tarafından yönlendirilmelidir. Ve Bilgelik temeli üzerine inşa edilmelidir. Bilgeliğinizin çoğunu kendi hatalarınızdan ve diğer insanların hatalarından öğreneceksiniz. Ancak bu hatalar nedeniyle kendinizi ya da başkalarını kınıyorsanız, onlardan bilgelik elde edemezsiniz. Olanların değerini kazanmamışsınızdır ve bu nedenle diğer kişiyi ya da kendinizi affedemezsiniz.

Size ellerinden gelenin en iyisini verdiklerini ve her ne olduysa bunun size kendi gücünüzü, kendi cesaretinizi ve kendi öz kararlılığınızı geliştirme fırsatı verdiğini gördüğünüzde ebeveynlerinizi onurlandıracaksınız.

Belki de ebeveynleriniz çok sevgi doluydu ve bunu sizde teşvik ettiler, siz de onların rehberliğinden ve desteğinden faydalandınız. Belki de ebeveynlerinizin yaşamınızın daha derin hareketine dair hiçbir fikri ve saygısı yoktu ve bunu reddetmeleri sizi kendi kaderinizi tayin etmeye zorladı. Her iki durumda da, size İlimle hareket etme özgürlüğü verildi.

Herkesin yaşam durumu belli bir dereceye kadar eşsizdir, ancak temelde dünyadaki herkes yüce bir amaç için gönderilmiştir. Bunu kendileri için keşfetmeye başlayan herkes, duygularını serbest bırakmak, kınamalarını bir kenara bırakmak ve onları etkileyen tüm insanlara insanlıklarını iade etmek için geçmişlerini yeniden değerlendirmelidir. Bu gereklidir, aksi takdirde yaşamda daha büyük bir amaç üstlenemeyecek kadar duygusal ve psikolojik olarak engelli olursunuz. Duygularınız geçmişe bağlı kalacaktır. Yargılarınız sizi kapatacak. Zihniniz karanlık, kınama ve güvensizlikle dolu olacaktır.

Temelde, içinizdeki İlim hayatınızdaki herkesle aranızı düzeltecek ve hayattaki daha büyük bir amacı keşfetmenizi ve bu amaca değer vermenizi ve bu amacı doğru bir şekilde deneyimlemek ve ifade etmek için sahip olmanız gereken bilgelik temelini inşa etmenizi sağlayarak tüm ilişkilerinizin değerini size gösterecektir.

Bağışlamayı bu düzeyde deneyimlemeye başladığınızda, tüm davranışlarınız değişecektir. Kendinizi kısıtlanmış ve yetersiz hissetmek yerine, açık ve güçlü hissedeceksiniz. Yaratıcılık size geri dönecek. Diğer insanları kim oldukları ve nerede bulundukları konusunda net ve şefkatli bir şekilde görebileceksiniz. Onlar artık sadece bir başkasının sembolü, bir başkasının hatırlatıcısı olmayacaklar. Onları kınamadan, oldukları gibi net bir şekilde görebileceksiniz.

İyileşme, hayatınızdaki daha büyük bir amacın farkına varmanızın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Hayatınızın geri kalanını yaralı bir birey olarak geçirirseniz, bunun değeri nedir? Hayatınızın geri kalanını incinmiş, yanlış anlaşılmış, reddedilmiş ya da sevilmemiş hissederek geçirirseniz, bunun değeri nedir? Siz sadece dünyaya acı katıyorsunuz. İster zengin ister fakir olun, dünyadaki bir başka mutsuz insansınız.

Gerçek çözüm, yaşamda yüce bir amaç edinmeniz bağlamında gelir ve yalnızca içinizdeki İlim -Tanrı’nın içinize yerleştirdiği daha derin Zeka- sizi bu amaca yönlendirebilir, bunun ne anlama geldiğini ortaya koyabilir ve bunu deneyimlemenize yardımcı olacak insanları size getirebilir. Sadece içinizdeki İlim size nerede olduğunuzu ve kiminle birlikte olduğunuzu, sizi neyin geride tuttuğunu ve neyin ileriye götürdüğünü net bir şekilde anlamanızı sağlayabilir. Burada zorlukların içinde bir mucize görebileceksiniz. Bu, geçmişinize, şimdiki zamanınıza ve geleceğinize ilişkin anlayışınızı değiştirecektir.

Bu daha geniş perspektifi kazanmalısınız. Ama aynı zamanda duygularınızı yapıcı bir şekilde ifade etmelisiniz. Sizi üzen ya da hayal kırıklığına uğratan insanların durumunu anlamalısınız. Çalışmayı bu düzeyde de yapmalısınız, çünkü bunu yapana kadar duygusal olarak özgür değilsinizdir. Duygusal olarak dürüst değilsiniz. Ve mevcut ilişkilerinizi geçmişten gelen bağışlamazlığınızla kirletirsiniz.

Hayatınızdaki diğer insanların kim olduğunu bilmek için, hayatınızın gerçekte ne hakkında olduğunu bilmeniz gerekir. Bu entelektüel bir anlayış değildir. Bu bir tahmin oyunu da değildir. Bu sadece sizin hayatınızın nasıl olmasını istediğinize dair bir resim çizmeniz de değildir; bu bir dilek, tercih ve fantezi değildir. Bu, yaşamınız ve doğanızla ilgili daha temel, daha temel bir şeyle yüzleşmektir. Çünkü siz gerçekten de dünyada özel bir şey için tasarlandınız, ancak bu rolün gerçekte ne olduğunu kabul edene kadar, doğanızı nasıl anlayabileceksiniz? Kendinizi basitçe diğer insanlarla karşılaştırırdınız, sizin dezavantajınıza ya da onların dezavantajına.

Geçmişiniz peşinizi bırakmayacaktır. Üzerinizde kara bir bulut gibi dolaşacak – sizi geriye doğru çekecek, kısıtlayacak, başkalarını algılamanızı ve kendinizle ilgili deneyimlerinizi çarpıtacak – ta ki bu çalışma yapılana kadar. Eski yaşamınızı çözümlemeden yeni bir yaşama adım atamazsınız. Yeni bir yaşam basitçe eski bir yaşamın üzerine inşa edilmez. Bu, başka bir gerçekliğe açılan bir köprü gibidir. Tüm öfkenizi, kızgınlığınızı ve kaygılarınızı bu köprünün üzerinden taşıyamaz ve herhangi bir türde yeni bir yaşam deneyimlemeyi umamazsınız.

Bu tür bir içsel çalışma çok önemlidir. Hazırlığınızın bir parçasıdır. Sizi dünyada yüce bir amaca hazırlamanın bir parçasıdır. İlişkiler ve daha yüksek amaçlar hakkında öğrenmenizin bir parçasıdır.

Birçok insan dini ve maneviyatı bir tür atlatma yöntemi olarak kullanmaya çalışır. Eski yaşamlarını çözümlemeden yeni bir yaşama atlamak istiyorlar. Ve elbette bu başarılı olmaz. Sadece eski yaşamlarını yeni yaşamlarına taşırlar ve yaşamlarının görünümü değişmiş olsa bile kendilerini hala aynı gerçeklikte yaşarken bulurlar.

Ruhsal çalışmanız temelde çözüm ve bağışlama konusuyla ilgilenmelidir; bu da suçladığınız ya da çekişme yaşadığınız kişilerin gerçekliğini anlamanızı ve bu ilişkinin size bilgelik kazandırma ve yaşamınız boyunca kullanabileceğiniz gerçek değerde bir şeyler öğretmeye yardımcı olma konusundaki önemini kavramanızı gerektirir.

Yaşamdaki gerçek kavrayış, hatayı tanımaya ve eski hatalarınızı tekrarlamamak için hatadan değer kazanmaya dayanır. Temelde değerli olanı tanıma ve bunu değerli olmayandan, gerçek olanı gerçek olmayandan, doğru olanı doğru olmayandan ayırt etme sürecidir.

Ancak size hizmet edecekse bunu şefkatle yapmalısınız. Kendinizi ve diğer insanları sert bir şekilde eleştirmek, ilişkilerinizin değerini gerçekten kazanmadığınız anlamına gelir. İhtiyacınız olan bilgeliği gerçekten kazanmamışsınız demektir. Hâlâ yaralı ve kırgın bir konumdan hareket ediyorsunuz demektir.

Başka bir kişinin gerçekliğini görebilmek istiyorsanız, ki bu onunla gerçek bir ilişki kurabilmeniz için gereklidir, bu anlayışa kınamanın ağırlığını taşıyamazsınız. Bu kişinin içindeki sınırlamaları ve hataları fark etseniz bile, bunu açıklık ve şefkat konumundan yaparsınız. Suçlama yoktur.

Eğer kendinizi ve bu dünyadaki amacınızı onurlandırabiliyorsanız, kendinizi kınayamazsınız. Özsaygınız düşükse, daha büyük bir yaşamı, daha büyük bir amacı ve daha büyük bir çağrıyı nasıl üstlenebilirsiniz?

Pek çok insan maneviyatı korkunç geçmişlerinden ve kendileri ve diğer insanlar hakkındaki karanlık duygularından bir tür kaçış olarak kullanmak ister, ancak bu uygun değildir ve asla başarıya götürmez. Geçmişinizi yeniden gözden geçirme, duygularınızı ifade etmenin yapıcı bir yolunu bulma ve dünyada daha büyük bir amacı deneyimleme yeteneğiniz ışığında olanları yeniden değerlendirme gibi temel bir işe girişmeniz gerekir.

Burada gerçekten ilerleme kaydetmiş olan herkes bu yeniden değerlendirmeden geçmek zorunda kalmıştır. Bazen çok uzun ve çok karmaşık olabilir ama yapılması gerekir. Geçmişe zincirlenemezsiniz. Tüm gücünüz ve mevcut yeteneklerinizle ilerleyebilmeniz için geçmişle sınırlı kalamazsınız.

Yeni bir yaşam kazanmak için eski yaşamınızla barışık olmalısınız. Onun avantajlarını ve dezavantajlarını görmeli ve her ikisinden de bilgelik kazanmalısınız. Sizi etkileyen insanların koşullarına şefkatle bakmalı ve onların yerinde olsaydınız belki de daha iyisini yapamayacağınızı kabul etmelisiniz.

Bu onların insanlığını size geri kazandırır. Artık onların güçlü ve zayıf yönlerinden, başarılarından ve hatalarından değer kazanabilirsiniz. Onlara saygı duyabilirsiniz. Kendi içsel durumları ve yaşam koşulları tarafından engellenmiş olsalar bile, doğru olanı yapmaya çalışırken gösterdikleri çabadan dolayı onları onurlandırabilirsiniz.

Burada başınıza gelen her şeyin bilgelik geliştirmek için malzeme olduğunu göreceksiniz. Zihninizi özgürleştirmek, yaşamınızı özgürleştirmek, duygularınızı özgürleştirmek, yeniden canlı hissetmenizi ve tamamen anda var olmanızı sağlamak, gözlerinizi daha büyük amacınızı ayırt etme ve yaşamda geçmiş tarafından yönetilmeyen farklı bir yol izleme olasılıklarına açmak için daha büyük bir bilgelik, ayırt etme ve insanlara karşı daha büyük bir şefkat geliştirmeniz için hammaddedir.

Tanrı’dan gelen Yeni Mesaj bu tür bir çalışmayı gerektirir. Gerçekten affedebilmeniz ve o anda ne kadar zor olursa olsun başkalarıyla olan etkileşimlerinizden değer kazanabilmeniz için ihtiyaç duyacağınız farkındalığı geliştirmenizi gerektirir.

İlişkiler ve yüce amaçlarla ilgili Yeni Mesaj öğretisi, daha büyük bir yolculuğa çıkabilecek kadar özgür ve güçlü olabilmeniz için önceki yaşamınızı tamamlamanızı ve affetmenizi gerektirecektir. Bu çalışmadan kaçış yoktur. Bu çalışmayı atlamak yok. Geçmişinizden kaçmak yok. İçinizde gerçek olan bir şeyi saklamak, inkâr etmek ya da reddetmek yoktur. Her şey yeniden gözden geçirilmek ve yeniden değerlendirilmek üzere açığa çıkmalıdır.

Kederinizi, hayal kırıklığınızı, öfkenizi ifade etmekte özgür olmalısınız. Bu duygusal özgürlüğe sahip olmalısınız, yoksa zincire vurulmuş, bir duvara zincirlenmiş bir insan gibi olursunuz. Dışarıdan her türlü avantaja sahip olabilirsiniz ama yine de kendi içinizde hapsedilmiş, kendi uyumsuzluğunuz ve bastırılmış duygu ve hisleriniz tarafından boğulmuş bir kişi gibisinizdir.

Gelecekteki hisleriniz ve duygularınız yaşamda daha büyük bir şeyi ifade etmek için birer araç olacaklardır ama eğer tıkanmışsanız ve duygularınız bastırılmışsa, yaşamda yüce bir şeyi nasıl ifade edebilirsiniz ki? Tüm ifade mekanizmanız, tüm ifade aracınız – fikirleriniz, duygularınız, hisleriniz, algılarınız – hepsi kısıtlanmıştır.

Bu seviyede özgürlük olmalıdır. Boğulamazsınız ve yaşamda büyük bir şeyi deneyimleyip ifade edemezsiniz. İlerlemek ve bu yaşamdaki gerçek amacınızı ve kaderinizi üstlenmek için özgür olmak istiyorsanız, bir mahkûm gibi geçmişte tutulamazsınız.

Yani iyileşme gerçekleşmelidir. Ancak iyileşmek için farkındalık gerekir ve gerçek ve tam olmanız için bilgelik üretmesi gerekir. İnsanlar iyileşmenin, bedeninizdeki bir yarayı iyileştirmek gibi, sadece acı veren şeyleri ortadan kaldırmak olduğunu düşünür. Ancak düşünce ve duygu düzeyinizdeki şifa gerçekten de başka bir şeydir. Sadece acıdan kaçmak değildir; sadece bir şeyi ortadan kaldırmayı istemek de değildir.

Bir şeyle yüzleşmeyi ve onun yaşamınız için gerçek değerini ve anlamını belirlemeyi gerektirir. İşte bu iyileşmedir. Zararlı ve acı verici olan bir şeyi faydalı ve yararlı bir şeye dönüştürmektir. Bir şeyin bilgeliğinin ve değerinin tanınması ve yeniden kazanılmasıdır.

Evet, hayal kırıklığına uğradınız. Bundan ne gibi bir değer kazanabilirsiniz? Bu size gerçekten faydalı olan ve kınama ve kızgınlıkla lekelenmemiş hangi bilgeliği sağlayabilir? Eğer ebeveynleriniz size karşı sevgilerini ifade edememiş veya size sert davranmışlarsa, bu size içsel özgürlük hakkında ne öğretebilir? Bu sizin içsel özgürlüğe olan bağlılığınızı güçlendirebilir mi, yoksa bunu kendinize ve diğer insanlara karşı mı kullanıyorsunuz?

Her durum bilgelik kazanmak ve kendinizdeki ve diğer insanlardaki İlmin değerini öğrenmek için faydalıdır. Her durum size bu değeri kazandırabilir. Bu, durumun iyi olduğu anlamına gelmez. Mutlaka olması gerektiği anlamına da gelmez, çünkü asla olması gerekmeyen pek çok şey olur. Sadece olmuşlardır. Önemli olan onlardan kazandığınız değerdir.

Her şeyin bir amaç için gerçekleştiğini iddia etmeyin. Bu cehalettir. Ancak bu, her şeyi daha yüksek bir amaç için kullanabileceğiniz anlamına gelir. Bu bilgeliktir. Önemli olan bir olayın niyeti değildir. Ondan kazandığınız değerdir. Ona getirdiğiniz bilgeliktir. Onunla yüzleşme ve size ne öğretmesi gerektiğini belirleme cesaretinizdir.

Burada herkesin hatalarından bir şeyler öğrenirsiniz. Şimdi herkes size hizmet ediyor – sizi daha bilge, daha şefkatli, daha öz farkındalık sahibi, daha güçlü ve yaşamınızda daha büyük bir amacı takip etmek için kendi içinizde daha özgür kılıyor.

Bu, eski konumunuzdan 180 derecelik bir değişim gibidir. Yaralı bir çocuk olarak yaşamınızı sürdürmek yerine, artık olan her şeyi size İlmin değerini öğretmek, içinizde İlmi takip etmeye yönelik bir bağlılık yaratmak ve size içsel özgürlüğün önemini ve affetmenin değerini gerçekten deneyimlenmesi gerektiği gibi göstermek için kullanıyorsunuz.

Yaşamdaki derin değerlendirmenizin bir parçası da geriye dönüp tüm ilişkilerinizi gözden geçirmektir. Her biri için kendinize sorun: “Bu ilişkiden kazanmam gereken bilgelik nedir? Bu diğer kişinin tutum ve davranışlarını belirleyen koşullar nelerdir? Onların deneyimlerinden nasıl ders çıkarabilirim? Yaşadıkları zorluklara rağmen bana nasıl yardımcı olmaya çalıştılar? Bu ilişki hayatımda yüce bir amaç bulmam ve bunu ifade etmem için beni hazırlamaya nasıl yardımcı oldu?”

Bu sorular çok önemlidir çünkü size ilişkilerinizi daha yüksek bir noktadan görme fırsatı verir. Aşağıdaki vadide ormanın içinde kaybolmak yerine, artık dağda manzarayı net bir şekilde görebileceğiniz bir konum elde ettiniz. Burada insanların doğru ve yanlışlarıyla size hizmet ettiklerini göreceksiniz, ancak bunu yalnızca yaşamda yüce bir amaç edinmeniz bağlamında görebilirsiniz.

Aileniz sizi kabullenemediyse, bu iyi bir şeydir çünkü yaşamdaki gelecekteki amacınız ailenizin ağının dışında faaliyet göstermesi gereken bir şey olabilir ve size bunun peşinden gitme özgürlüğü vermişlerdir. Bir ilişkide hayal kırıklığına uğradıysanız, bu sizi daha yüce bir gelecek için özgürleştirmedi mi? O kişiyle evlenmiş olsaydınız, gerçekten ne yapmak için burada olduğunuzu ayırt etmek için asla fırsatınız olmayabilir ya da içsel gücü veya kesinliği bulamayabilirdiniz.

Başkalarının hataları ve kendi hatalarınız size bilgelik geliştirmek için bir çekirdek ve temel vermedi mi – hayatınızı kurtaracak ve diğer insanlar için çok değerli olacak bir bilgelik, öğretebileceğiniz ve gösterebileceğiniz bir bilgelik, mücadele eden insanlığa armağanınızın bir parçası olacak bir bilgelik?

Bu kendi içinizde bir devrimi, gerçek bir dönüşümü, hayata ve kendinize tamamen farklı bir konumdan bakmayı temsil eder. Ve bu tamamen dürüstçedir. Tamamen gerçektir. Burada duygusal bir sahtekârlık yok. Burada kendini kandırma yoktur. Burada gerçeği hayali fikirlerle geçiştirmek yoktur. Tamamen sağlamdır. Tamamen gerçektir.

Burada bağışlama, diğer insanların yaşamlarının size değerli bir şeyler öğretebileceği ve sizi yaşamda daha büyük bir amaç armağanını seçme ve kabul etme gücüne, bağlılığına ve bilgeliğine sahip olmaya teşvik edebileceği bir araç haline gelir.